İzmir'deki eski hastane yöneticisi Muhammed Gömük’ün çete lideri olarak tutuklandığı, hâkimlere de örgüt üyesi olmaktan işlem yapılan Adliye Çetesi davasında flaş gelişme yaşandı. Geçtiğimiz aylarda HSYK örgüt üyesi olarak yargılanan hâkimlere ceza tertibine yer olmadığına dair kararı esastan bozdu...
Gazetem İzmir - Eski hastane müdürü Muhammed Gömük’ün çete lideri, hakimlerin de örgüt üyesi olduğu Adliye çetesi davasında flaş gelişme yaşandı. HSYK ceza tertibine yer olmadığı gerekçesiyle kararı esastan bozdu. Paralel çete örgütü tarafından kumpasa uğrayan ve 9 ay tutuklu yargılanan Muhammed Gömük gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.
HSYK seçimlerinde İbrahi Okur’a karşı olan listeden aday olan hâkim Yahya Kemal Akbaş hakkında iftira atmamı istediler, kabul etmeyince de aslı olmayan onlarca suçla beni itham ettiler diyen Gömük başından geçen olayları bir bir anlattı.
İFTİRA ATMAYINCA BAŞINA GELMEYEN KALMADI
2 Ekim 2012 yılında Adliye Çetesi adı altında örgüt lideri olarak paralelci polisler tarafından organize şube müdürlüğünde 3 gün tutuldum. Sorgu aşamasında bana 2010 HSYK seçiminde İbrahim Okur'un karşı listesinden aday olan hâkim Yahya Kemal Akbaş'a rüşvet alıyor gibi bazı iftiraları atmamı istediler. Ben böyle bir şeyi kabul etmeyince olanlar oldu. Bana genel seçimlerde Ak Parti’li bakanlar aracını kullanıyordu, şimdi gelip seni kurtarsınlar da görelim diyen bile oldu. 3 gün boyunca psikolojik baskı yapıp, sahte fezleke hazırladılar. Hatta görüşüme gelen avukatım Fahri Öztürkçe'yi de tehdit ederek bir daha gelme seninde adın geçiyor senide alırız diye söylemişler.
BEDELLİ ASKERLİĞE BİLE KULP TAKMIŞLAR
İddialarda bedelli askerlik yapmama, elimde belgemin dahi olmasına rağmen rüşvet karşılığı çürük raporu aldığımı, Hâkim Yahya Kemal Akbaş'ın kendi kredi kartıyla cep telefonu almasına rağmen rüşvet karşılığı cep telefonu aldığımı yazdılar, ağabeyim Hasan Tahsin Gömük'ün adliyede hiç davası olmamasına rağmen abisinin devam eden davasını hakime yaptırdı diye işlem yaptılar. Bankada çalışan ve banka numarasıyla görüştüğüm bir bayana eskort kız diye işlem yaptılar. Şahsım hakkında itibarsızlık yaratılması amacıyla haber yapılması talimatı verdiler.
YÜZÜMÜ GÖRMEDEN TUTUKLAMA EMRİ VERİLDİ
2 Ekim günü götürüldüğüm organize şubeden 4 Ekim 2012 sabahı saat 08.00 sıralarında şahsımı itham eden birçok yalan suçlamayla polisler tarafından savcının yanına götürüldüm. Birçok klasör ile gittiğim savcı yanından iki dakika içinde çıkarıldım. Çünkü savcı yüzüme dahi bakmadan önceden hazırlanmış tutuklanma müzakeremi polise vermişti. Hâkim yerinde olmadığı için öğleni bekledim. Daha sonra çıkarıldığım hâkim karşısında soru sorulmadan delilleri yok etme şüphesiyle tutuklanarak cezaevine yollandım.
SUÇSUZ YERE 9 AY YATIRDILAR
9 ay tutuklu kaldığım sürede psikolojik baskılar artarak devam etti, avukat diye kendilerini tanıtan kişiler görüşme odalarında bana hâkim Yahya Kemal Akbaş hakkında ifademi değiştirip onların istediği gibi ifade vermem karşılığında ara kararla tahliye ettireceklerini, öyle bir şeyi yapmayacağımı söylediğimde de beni mahkemen olmayacak, artık cezaevinden çıkman çok zor gibi sözlerle tehdit ettiler. Dönemin Başsavcısın defalarca cezaevinden dilekçe yazdım, hâkimler hakkında iftira atmam için sık sık yanıma gelip beni tehdit ediyorlar dedim ama dilekçem hiç dikkate alınmadı ve İzmir 6. ağır ceza mahkemesi örgütten yargılandığım dosyayı inceleyip görevsizlik vererek somut delil olmadığından asliye cezada yargılanmama oy birliğiyle karar verdi. Dosyanın düştüğünü duyan ve bu dosyayı inceleyen dönemin HSYK müfettişleri başka örgütten yargılanan bir sanığı duruşma arasında aldırıp ben ve hâkim Yahya Kemal Akbaş hakkında aleyhimizde ifade vermesini ve bunun karşılığında da o sanığın mahkemesinde yardımcı olacaklarını söylediklerini öğrendim. Bu duyduklarım karşısında kumpasın ne denli derin kurulduğunu anladım. O dönem imzalı tutanak adliye savcılarında da mevcuttur. Daha sonra cezaevinde öğrendiğim beni tutuklayan Hâkim Halil Kızılkaya’nın benimle yargılanmakta olan hâkim Yahya Kemal Akbaş'ın yerine atanmasının da tesadüf olmadığını ve hâkim Halil Kızılkaya'ya mükâfat verildiğini düşünüyorum
DOSYADAKİ GELİŞME
Savcı Birol Çengil'in hazırladığı fezlekede ben örgüt lideri ve hâkimler örgütün dikey yapılandırmasında üye oldukları yazmasına rağmen HSYK dairesinin incelemesinde hâkimler hakkında ceza tertibine yer olmadığına dair kararı esastan bozması da bu dosyanın gün yüzüne çıkmasını göstermektedir.
DOSYAMI HAZIRLAYAN MİT TIRLARINI DURDURAN SAVCININ AKRABASIYMIŞ
Bu dosyayı hazırlayan komiser Özcan Karanfil'dir. Bu kişi casusluk davasında eliyle delil koyan komiserdir, bu komiserin yakın akrabası da MİT tırlarını durduran ve vatana ihanetten tutuklanan Savcı Özcan Şişman’ın ta kendisidir. Özcan Karanfil kişiler hakkında sahte delil üretmek ve FETÖ üyeliğinden tutuklandı.
ÇIKTIKTAN SONRA GÜLEN İÇİN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM!
Cezaevinden çıktıktan sonra bana kumpas kuran paralel yapı lideri Fetullah Gülen’den, beni tutuklayan hâkimden, özel yetkili savcıdan, dönemin KOM şube müdürlüğünde görevli emniyet mensuplarından ve paralel yapının İzmir'deki işbirlikçisi muhabirden 2014 yılında, Türkiye'de ilk davayı açarak gündeme geldim. Bunu yapmaktan da hiç korkmadım.
TEHDİT ALDIM AMA KORKMADIM
FETÖ/PDY dava açtıktan sonra birçok kez tehdit aldım ve korkmadım. Ancak tedbir amacıyla Valilik tarafından korumaya alındım. Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun esastan bozma kararı da paralel yapının bana ve hâkimlere kurduğu kumpası bozmuştur. Bu karardan sonra Cumhurbaşkanımıza tüm çıplaklığıyla bir dilekçeyle olayı anlattım. Bir hafta içinde Cumhurbaşkanı'nın genel sekreterinden cevap alıp dosyamın incelendiği söylendi. Mücadelemi hukuk çerçevesi içinde sonuna kadar aramaya devam edeceğim.
GEZMİŞ’İN SÖZLERİ AKLIMA GELDİ
Yaşadığım zorlu süreçte aklıma Deniz Gezmiş ile hakim arasında geçen diyalog gelmişti. Hakim duruşma esnasında sanık sandalyesinde gülümseyen Deniz Gezmiş’e neden gülümsediğini sormuş, o da ona duvarda adalet yazıyor ona gülümsüyorum diye cevap vermiş. Ben bu adaleti 9 ay bekledim. Eğer Sayın Cumhurbaşkanımız FETÖ/PDY ile kararlılıkla mücadele etmeseydi herkes Deniz Gezmiş gibi gülmeye devam ederdi. Herkese adalet lazım, ben 9 ay adalet aradım...